Faure Requiem
İstanbul Devlet Opera ve Balesi
Faure Requiem Konseri
Orkestra Şefi: İbrahim Yazıcı
Koro Şefi: Linas Balandis
Gabriel Fauré’nin Re minör Requiem (Op.48) yapıtı, 1887–1890 yılları arasında bestelenmiş olup, hem orkestral sadeliği, hem de ruhsal yoğunluğu ile Batı müzik tarihinde özgün bir konuma sahiptir. Geleneksel Katolik cenaze ayin müziğinden esinlenmesine rağmen, eserin dramatik yapısı dönemin diğer Requiem eserlerinden belirgin biçimde ayrılır. Fauré, “Dies irae” dizisinin büyük bölümünü bilinçli olarak dışarıda bırakmış, yalnızca “Pie Jesu” kısmına yer vererek eserin genel karakterini yumuşatmıştır. Bu yaklaşım, bestecinin ölüm temasını bir “son yargı” korkusu yerine “ebedî huzur” ve “dinginlik” düşüncesiyle işlediğini ortaya koyar.
Yedi bölümden oluşan eser; solistler (soprano ve bariton), koro, orkestra ve org için yazılmıştır. Özellikle final bölümü “In Paradisum”, cenaze ayininin resmi litürjisinde yer almayan ancak defin ritüelinde kullanılan bir metin üzerine bestelenmiş olmasıyla dikkat çeker. Bu yönüyle eser, Katolik ayin müziği kalıplarını esnetirken aynı zamanda bireysel bir inanç deneyimini yansıtır.
Fauré, kendi ifadesiyle, “tüm dinî illüzyonlarını” bu esere aktardığını, fakat baştan sona “insanca bir huzur” anlayışının esere hâkim olduğunu belirtmiştir. İlk versiyonu 1888 yılında Paris’teki La Madeleine Kilisesi’nde bir cenaze töreninde icra edilen Requiem, sonraki revizyonlarıyla birlikte 1900 yılında son hâlini almıştır.
Bu unutulmaz yapıt, günümüzde de dünya sahnelerinin gözde eserlerindendir. Linas Balandis’in koro şefliğini yapacağı Litvanya Devlet Korosu ile İbrahim Yazıcı yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası tarafından icra edilecek olması, Fauré’nin Requiem’inin evrensel niteliğini ve uluslararası sanat iş birliklerine ilham verici gücünü bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Bu unutulmaz yapıtın yanında, Maurice Ravel’in “Le Tombeau de Couperin” ve Camille Saint-Saëns’ın “Danse Macabre” adlı eserlerini de sanatseverlerimizle buluşturuyoruz. Barok dönemin dans formlarına modern bir bakışla yaklaşım sunan “Le Tombeau de Couperin”, geçmişle bağ kurup, aynı zamanda yaşamın kırılgan güzelliğini vurgularken, “Danse Macabre” ise Orta Çağ kökenli dans macabre temasını müzikal bir grotesk anlatıyı, ölümün tüm insanlığı eşitleyen evrensel çağrısı ile sunmaktadır.
Bu üç yapıt bir araya geldiğinde, Fransız müziğinde ölüm ve yaşam temalarının farklı dönemlerdeki estetik yansımalarını bütüncül bir bakışla ortaya koymaktadır. Sanatseverler Ravel’de geçmişin anısına zarafetini, Saint-Saëns’da ölümün teatral ironisini, Fauré’deki sonsuzluğun dingin ışığı ile Fransız müzik geleneğinin, yaşamın geçiciliği ve ölümün anlamı üzerine sunduğu çok katmanlı sanat anlayışına tanıklık edecekler.