SESİN YOLCULUĞUNA DAVET

Ses…
Evrenin ilk hareketi, ilk titreşimi.
Tüm varoluşun kendini ifade etme biçimi.

Bilim bize sesin aslında titreşen bir frekans dalgası olduğunu söyler.
Bu titreşimler havada, suda, hatta hücrelerimizde yankılanır.
Her organın, her hücrenin, her duygunun kendine özgü bir frekansı vardır.
Bu yüzden sesle çalışmak — sadece kulağımızla duymaktan ibaret değildir;
bedenimizin, zihnimizin ve enerjimizin yeniden ayarlanmasıdır.

Kadim öğretiler ise sesin “yaşam nefesinin yankısı” olduğunu anlatır.
İnsanın kendi sesini duyması, öz titreşimiyle buluşmasıdır.
Bu buluşma halinde zihin yavaşlar, kalp açılır,
ve enerji bedeni yeniden uyumlanır.

Bir ses meditasyonuna katıldığında;
bilimsel olarak sinir sistemin regüle olur,
kalp atışın ve nefesin dengeye gelir,
vagus sinirin titreşimle aktive olur.
İlimsel olarak ise, bilincin genişler ve öz frekansına yaklaşırsın.

Bu akışta sadece dinlemek yok, hatırlamak var.
Evrenin müziğini, kendi içindeki sessizlikle birleştirme hali…

*Etkinlik Gelirinin Bir Kısmı TEMA vakfına bağışlanacaktır.